Elinizdeki “Hüküm ve Hikmetleriyle Ramazan ve Oruç” kitabı, Halis Hoca’nın yayına hazırlamakta olduğu “Sünnet İlmihâli/Fıkhu’l Hadis” kitabının çalışmasıdır.
Basım Yılı
2024
Kategori
Ahlak
Elinizdeki “Hüküm ve Hikmetleriyle Ramazan ve Oruç” kitabı, yayına hazırlamakta olduğumuz “Sünnet İlmihâli/Fıkhu'l Hadis” çalışmamızın üçüncü cildinin bir bölümü, oruç ibadetiyle ilgili kısmıdır. Kitabın bir kısmı da aynı çalışmanın ikinci cildinden namaz ibadetiyle ilgili bölümlerden alınmıştır.
İnsanı takvaya ulaştıran, fecirden guruba, bir ay boyunca aç kalmak değildir. İnsanı takvaya ulaştıran; oruç ahlakı, diğer bir ifadeyle imsak, yani tutmaktır. Allah Resülü'nün (sav) ifadeleriyle söyleyecek olursak "imanen/inanarak" ve "ihtisaben/ecrini Allah'tan (cc) bekleyerek" yemeyi, içmeyi ve şehveti terk etmektir.
"Kim inanarak ve sevabını yalnızca Allah'tan umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır." (Buhari, 38; Müslim, 760) Burada iman ve ihtisab kaydı önemlidir. Oruca sevk eden amil, imandır. Kişi onu, Allah (cc) farz kıldığı için ve O'na olan imanından dolayı tutmaktadır.
İmanın gerektirdiği tek amel oruç değildir. İman ettiğimiz Allah; aynı zamanda o oruçta ahlaklı olmayı, orucu bir zırh gibi kuşanmayı, oruçla incelmeyi, oruçla diğerkâm olmayı, oruçla nefsi tutmayı... emretmiştir. İşte toplum tarafından takdir görmek veya kınanmamak, alışkanlık veya sağlık nedeniyle oruç tutanlar ile inandığı için oruç tutanlar arasındaki fark burada ortaya çıkmaktadır. Toplum için oruç tutan birini ele alacak olursak onun için tek önemli olan, fecir ila ğurub arasında aç kalmaktır. Ötesi onu ilgilendirmemektir.